Otizmin Sebebi Çoğunlukla Genetik, Çevresel Değil

17 Temmuz 2019 Çarşamba gününde (HealthDay News) - Beş ülkede 2 milyondan fazla kişiyi içeren otizm konusundaki en büyük araştırma olan otizm spektrum bozukluklarının kalıtsal genlere %80 oranla bağlı olduğunu tespit eden bir araştırma yayınladı. Bu çalışma, çevresel nedenlerin otizm riskinin yalnızca %20'sinden sorumlu olduğunu gösterdi.

 

Bulgular, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinin açıkladığı sayılar ile Amerika’da her 59 çocuktan 1’inin (1/59) otizmden etkilendiğini söylediğinden, genetik sebeplerini araştırmak için de yeni kapılar açılacaktır.

 

Ayrıca, otizmin anneden kaynaklandığı düşüncelerini hafifletmeye de yardımcı olabilir Örneğin; bir annenin ağırlığı, doğum şekli, doğum zamanlaması veya besin alımı gibi. Yeni çalışma ile anneye ait faktörlerin rolünü "var olmayan veya minimal" olarak gösterdi. Bunun yerine Karolinska Enstitüsü'nde epidemiyolojik bir araştırmacı olan Sven Sandin, "Yaptığımız çalışma sonuçları otizm spektrum bozukluğu riskinin çoğunluğunun genetik faktörlerden kaynaklandığına dair şu ana kadar elde ettiğimiz en güçlü kanıtı sağladı" dedi.

 

Çocukluk çağında aşılanmayı otizmle ilişkilendiren ve uzun süredir “aşı karşıtı” insanlar tarafından söylenen şüpheli, sahte verilerin bu yeni çalışma ile birlikte sözde ancak kanıtlanmamış "çevresel" sebeplerine olan ilgiyi azaltmaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.

 

Uzmanlardan oluşan bir ekip, 17 Temmuz 2019’da JAMA Psikiyatri dergisinde yayınlanan yeni çalışma ile ilgili bir başmakalede "Çevrenin otizm spektrum bozukluğu riskine katkısının genetiğin katkısından çok daha küçük olduğunu"  belirtti.

 

New York’taki Colombia Üniversitesi’nden olan psikiyatristler Dr. Amandeep Jutla, Hannah Reed ve Jeremy Veenstra-VanderWeele “genetik faktörler sıklıkla göz ardı edilir ve bunun yerine çevresel faktörler, aşı korkuları tezi çürütülse bile, halk ve medya tarafından daha az dikkat çeker.”  açıklamasında bulundu.

 

Sandin ve meslektaşlarına göre, bu çalışma otizmin nedenleri üzerine yapılan en büyük ve en titiz çalışma. Araştırmacılar 1998 ve 2012 yılları arasında Danimarka, Finlandiya, İsveç, İsrail ve Batı Avustralya'da doğan 2 milyondan fazla çocuğun tıbbi geçmişlerine baktılar. Bu çocukların hepsi 16 yaşına kadar izlendi. Grubun 22.000'den fazlasında otizm spektrum bozukluğu bulguları görülerek ileriki yaşlarında da artarak devam etti.

 

Bu verilere dayanarak bozukluğu geliştirme risklerinin yaklaşık %80'i genetik unsurlara, geri kalan kısmı ise henüz tanımlanamayan çevresel nedenlere bağlıydı. Araştırmacılar, yalnızca ufak bir risk miktarının -yaklaşık % 1'inin- anne faktörlerinden kaynaklandığını belirtti. Araştırma ile çıkan yeni sayıların, konuyla ilgili daha küçük çalışmalardan gelen sayılara paralel olduğunu bu yüzden geçerliliğini daha da arttırdığını belirtti.

 

New Hyde Park'taki Cohen Çocuk Tıp Merkezi'ndeki gelişimsel ve davranışsal pediatriyi yöneten Andrew Adesman, bulguları incelerken, "otizmin çoğunlukla genetik olduğunu ve çevresel etkenlerden kaynaklanmadığına dair daha güçlü kanıtlar sağladığını" kabul etti.

 

Adesman, "Aileler genellikle otizm için çevresel risk faktörleri konusunda endişe duysalar da, gerçek şu ki genetik faktörlerin genel olarak çok daha büyük bir rol oynadığı gerçek" dedi.

Ancak bulguların, genetiğin aksine, değiştirilebilecek potansiyel çevresel faktörleri denklemden çıkarmayacağını vurguladı.

 

Adesman, "Çevresel faktörler daha küçük fakat daha önemli bir rol oynamaktadır" , "Bu, çevresel risk faktörleri ve genetik risk faktörlerinin etkileşimlerini tamamen görmezden gelebileceğimiz anlamına gelmiyor." şeklinde ekledi.

 

 

Kaynak: Tıklayınız